Temmuz-Ağustos 2003 / Juli-August 2003

Sertab ve ‘döner dekoru’na kapris

Fikret DOĞAN

Tatsızlık çıkarmaktan bizim kadar ödü kopan başka bir millet yeryüzünde daha yoktur. Her şey görmezlikten gelinir, sineye çekilir, hasır altı edilir; yeter ki ağzımızın tadı bozulmasın. Baksanıza, böylesi durumlar için “bir bardak suda fırtına koparmak” gibi deyimler bile bize özgü. Şu içi bir türlü doldurulamayan 'incir çekirdeğini' hiç saymıyorum. Oysa şeytan ayrıntıda gizlidir. Küçük kavgalar yapmayan bir ulus, büyük kavgaların üstesinden gelemez.

Siz izlediniz mi -ben izlemedim- Sertab Erener ünlü müzik kanalı MTV’ye çıkmış. Sertab büyük umutlarla gittiği MTV’de söyleşi öncesinde kendisi için yaptırılan “döner dekorunu” görünce beyninden vurulmuşa dönerek “eğer bu dekor kaldırılmazsa ben bu programa çıkmam arkadaş'”diye şarlamış. Bunun üzerine MTV yöneticileri, onca emekle kurulan dekorun sökülmesinin saatler alacağını ileri sürmüşler. Tam iş çıkmaza girdiği bir anda, döner dekoru ekranda görünmesin diye, Sertab ile sunucu hatunun oturacakları kırmızı koltuğu biraz yana çekip zevahiri kurtarmışlar. Böylece ne şiş yanmış ne kebap. Pardon, kebabın ucu biraz yanmış, çünkü programın sonuna doğru döner dekoru kadrajın içine girmiş.

Şimdi herkes Sertab’a ateş püskürüyor. Vay efendim, sen değil misin göbek dansıyla, hamamlı kliplerle Eurovision’u kazanan? Bunlar o zaman iyiydi de şimdi mi kötü oldu? Hem dönerin utanılacak nesi var? Yoksa döner müstehcen bir şey mi? Kısacası, milli yiyeceğimiz statüsüne yükselen dönerin aşağılanması çoğu kişinin kanına dokunmuş.

Yahu arkadaşlar, etmeyin tutmayın. Burada asıl üstünde durulması gereken nokta, bir Türk şarkıcısının yad ellerde, yani deplasmanda, dünyanın en çok izlenen müzik kanalına kan kusturmuş olması! Bundan daha güzel bir özgüven olabilir mi? Hem bir İtalyan şarkıcı çıksaydı, o zaman da arkada dekor niyetine Pizza salonu mu açacaklardı? Ne ayıp! Oysa Türkiye’yi temsil edebilecek daha güzel dekorlar yok mu? Ben birkaçını sayayım: Tinerci çocuklar dekoru, tribünlerde görmek istemediğimiz türden olaylar çıkaran taraftar dekoru, maraba televole dekoru, kader kurbanı kapkaç çetesi dekoru, namus uğruna katledilen kız dekoru, seni kimseye yar etmem arkadaş dekoru, ya sev ya terk et dekoru, apartman cami dekoru, göstericileri dağıtma dekoru, gözaltında intihar edenler dekoru...

Öte taraftan Sertab Erener’i ne kadar yerin dibine soksak azdır. Ama döner avukatlığına soyunmaktan, asıl eleştirmemiz, gürültü patırtı kopartmamız gereken konuyu göz ardı ediyoruz. Yani Sertab kapris yapmak için bula bula ağzı var dili yok cancağızım döneri mi buldu? Niye başından aşağı gül dökmediler diye ortalığı tozu dumana katmadı? Neden dekor “yollar fatihi belediye otobüsü” şeklinde yapılmadı diye birkaç kişinin gözünü oymadı? Niçin otele alaturka hela koydurmadılar diye, yöneticilere dünyayı zindan etmedi? Niçin, niçin, niçin?

Ah ah, İbrahim Tatlıses orada olacaktı ki, kapris nasıl yapılır bütün dünya görsün! Hem bak bakalım, o sunucu hatun, o kırmızı divanı sağ salim terk edebiliyor mu? MTV’yi doğduğuna doğacağına pişman edemedikten sonra neye yarar “kaldırın şu dekoru yoksa programa çıkmam ha” yollu ufak tefek serzenişler. Devede kulak! Ne zaman öğreneceğiz, diş göstermeyi?

Huyumuz kurusun; tatsızlık çıkarmamak için ne yaparız? Elbette maraza çıkarırız.

Cumhuriyet Hafta, 13 Haziran 2003