Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS)'in Federal Parlamento seçimleri ile ilgili olarak kozmopolit'e verdiği yanıtlar.
22 Eylül 2002 tarihinde Federal Parlamento seçimleri yapılacak. Partiniz, Almanya’nın değişikliğe ihtiyacı olduğunu ve bunun için PDS’e gereksinimi olduğunu iddia ediyor. Nedenini açıklayabilir misiniz?

Ülkemizde, Schröder’in seçim vaadleri ve Lafontaine’in programı nedeniyle büyük umutlarla seçilmiş bir hükümet var. Fakat politika değişikliği daha gerçekleşmedi. Hükümet büyük tekellere ve bankalara çok şey kazandırırken, Almanya’daki insanların çoğuna az şey getirdi. Hükümet savaşı yine politikanın aracı haline getirdi ve işsizlerin sayısındaki vaat ettiği düşüşü sağlayamadı. CDU/CSU’nun bu politika karşısında sunduğu seçenek adalet, barış ve iş değil, Stoiber. SPD ve Yeşiller bir yandan, CDU/CSU ve FDP diğer yandan, siyasi iktidar uğruna aynı politikanın ayrıntıları üzerine kavga etmekteler.

Birçok insan bu durumdan hoşnut değil. Bunun böyle devam edemeyeceğinin farkındalar. Direniş oluyor. Sendikacılar ve küreselleşme karşıtları, barış hareketi, dernekler, mağdurların temsilcileri ve bir çok vatandaş kendini savunuyor.

Ve Almanya’da mecliste ve sokakta, savaşa, toplumsal kemikleşmeye ve sosyal adaletsizliğe karşı mücadele eden bir parti var. Partimiz PDS gerçekçi bir politika izlemekte. Bunu yaparken, küçük adımlardan korkmuyoruz. Almanya’da ortanın solunda bir birliktelik oluşturmak için etkili bir şekilde katkıda bulunma hedefimize sadığız. Ancak PDS’in sosyal olmayan bir politika sürdürülmesini onaylamasını sağlayacak bir koalisyon düşünmüyoruz. Partimizin, özgürlükçü demokratik haklardan vazgeçilmesini sineye çekebilecek bir politikaya katılması söz konusu olamaz.

PDS şimdiki hükümet politikasının ve onun çok benzeri olan muhafazakâr seçenekleri karşısında bir muhalefet olarak 2002 genel seçimlerine ve yeni yasama dönemine giriyor. Ülkemizin sosyal adaletten ve barıştan yana bir muhalefete ihtiyacı var. Bu nedenle, her zaman olduğundan daha fazla PDS’e gereksinim vardır.

PDS ne istiyor?

İş ve zenginlik adil dağıtılmalıdır. Bir çok insan için sürekli işsizlik korkunç bir durum. Özellikle kadınlar bu durumdan etkilenmekte. Kitlesel işsizliği sadece bir nedeni var: iş ve zenginlik adil dağıtılmamış durumdadır. Bu nedenle biz işin, örneğin çalışma süresinin kısaltılması ve fazla mesailerin azaltılması yoluyla adil dağıtılmasını, yaşamı sürdürmeye yetecek derece asgarî ücret verilmesini, varlık vergisinin yeniden yürürlüğe konulmasıyla vergi adaletinin nispeten sağlanmasını ve kamu tarafından finanse edilen bir istihdam sektörü talep etmekteyiz.

PDS seçim toplantılarından bir görünüm
Ama işyerlerinin sağlanması için örneğin sosyal giderlerin kısıtlanması yönünde yaygın bir görüş hakim. Sosyal güvenlik konusunda partinizin talepleri nelerdir?

Bize göre sosyal devletin hedefi, tüm vatandaşların kendi yaşamlarını belirleyebilmelerinin güvence altınla alınması olmalıdır. PDS bu noktada hiçbir uzlaşmaya yanaşmayacaktır. Sosyal devlet, toplumsal dayanışma demektir ve biz bu yoldan ayrılınmasını istemiyoruz.

İşte bu nedenlede bankalar ve bütük şirketlerin sosyal devletin finansmanına dahil edilmesini, gereksinimlere bağlı ve bütünsel bir temel sosyal sigorta sisteminin kurulmasını, özel emeklilik yerine, devletin emeklilik sisteminin güçlendirilmesini, hastalananların devletin hastalık sigortalarına ve tabii ki tıbba yeniden güvenebilecek bir sosyal güvenlik sisteminin oluşturulmasını talep etmekteyiz.

PDS’in eğitim konusuna yaklaşımı nedir?

Eğitim, bilgi ve kültür. Bunlar 21.yüzyılın zenginlikleridir. Öğrenmek, yeni bilgilere ulaşmak ve bunları herkesin hizmetine sunmak, bunlardan herkesin aynı ölçüde yararlanabilmesini sağlamak ve teşvik etmek. Amaç bu olmalıdır. Kültür ve sanatta tasarruf olmaması gerektiğini savunan partimiz okullar ve meslek okulları, yüksek okullar ve üniversiteler için daha fazla bütçelerin ayrılmasını, daha fazla anaokulları açılmasını, herkese meslek eğitim yeri verilmesini ve meslek eğitim yeri hazırlamayanların buna maddî katkıda bulunmasını ve toplumsal sorumluluk içerisinde bilimsel araştırma ve öğretimin özgür olmasını talep etmektedir.

Federal Alman toplumunun durumu belli. Latent ırkçılık ve yabancı düşmanlığı yaygınlaşıyor. Bu konuda neler savunuyorsunuz?

Herkesin, toplumun biçimlendirilmesine eşit haklı ve demokratik bir şekilde katılımı; varlık durumu, toplumsal konumu, cinsiyeti, dinsel inançları, dünya bakışı, cinsel kimliği, derisinin rengi, geldiği ülke, yaşı, sağlık durumu ve yaşam tarzına bakılmaksızın eşit haklara sahip olması, demokratik bir toplumun temel özellikleridir.

Bu açıdan PDS herkesin kendi hakkındaki kararları kendisinin alabildiği, yurttaşlık haklarının, özgürlüklerin, insan yaşamının, mal ve mülkün ise devlet tarafından korunduğu bir kamu güvenlik düzeni, Almanya’da yaşayan azınlıkların korunmasını, yurttaşlara daha fazla iktidar veren doğrudan demokrasiyi, Avrupa Birliği’nin demokratikleştirilmesini, aşırı sağa karşı mücadele edilmesini, zor durumda olan insanlara sınırların açılmasını ve demokratik bir göç ve yerleşim hakkını talep etmektedir.

Küresel sorunlar konusunda partinizin yaklaşımı nedir?

Tek bir dünyada yaşıyoruz ve burada birbirimize karşı değil, birlikte yaşamalıyız. Almanya barışçı, yaşamı sürdürme yeteneğine sahip, kalıcı gelişme sağlayan bir dünyanın oluşturulmasına aktif olarak katılmalıdır.

Biz küresel sorunların çözümün barış, işbirliği içinde ve adil olması gerektiğini savunuyoruz. Bu nedenlede dünya çapındaki ve gemlenemeyen malî spekülasyonlara son verilmesini, döviz ticaretinin vergilendirilmesini (Tobin vergisi gibi), kalkınma politikasında, silahlanma giderlerinin artırılması yerine, herkese yeterli besin ve temiz içecek su sağlayacak olan bir değişimi, uluslararası hukukun korunarak Birleşmiş Milletler Örgütü’nün güçlendirilmesini ve demokratikleştirilmesini, BM’in derhal silahsızlandırılmasını, Almanya’nın savaşlara katılmamasını, Avrupa’nın barışçıl, sosyal adaletli, demokrat ve doğal çevreye saygılı, dünyaya açık, sınırları açık, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığından arınmış, kendini bu dünyanın bir parçası olarak algılayan bir Avrupa olmasını savunuyoruz.

Okuyucularımız arasında Alman vatandaşı ve bu şekilde seçmen olanlar var. Onlara son olarak neler söylemek istiyorsunuz?

PDS, açık ve demokratik, sosyalist bir partidir. Kendi geçmişimiz bize çoğulculuğu ve kararların demokrasi içinde alınmasını, katlanılması gereken bir zayıflık olarak görmememiz gerektiğini öğretiyor. Bu nedenle demokratik örgütlere, derneklere, girişimler ve hareketlere işbirliği olanakları sunuyoruz. PDS kendini onların temsilcisi olarak değil, ortağı ve onlardan bir olarak görmektedir. Seçim progamımız, ekonomik iktidar sahiplerinin birliğine karşı, bağımlı ve zayıf olanların barış, doğal çevrenin korunması ve gençliğe gelecek şansı yaratılması için yeni siyasî projelerin birlikte geliştirilmesine ve gerçekleştirilmesine yönelik bir davettir.

İçinde bulunduğumuz durum PDS’i, sosyal adalet ve savaş karşıtı bir barış partisi olarak Federal Parlamento’ya daha güçlü bir şekilde göndermeyi gerekmektedir. Sol güçlerin etkili bir parlamenter muhalefetini isteyen herkes oyunu PDS’e vermeli.

Görüşleriniz için teşekkür ederiz.

Daha geniş bilgi için: www.pds-online.de