İÇİNİZDEKİ ŞEHİR

Sessiz bir pazarlıkla satın aldığınız içinizdeki şehirde yaşıyorsunuz.

Henüz borçlarınızı ödeyemediniz.

Siyahlayan göz kapaklarınız altında bir şeyler hissetmeye çalışıyorsunuz.

Kendinizden uzaklaştığınızı fark etmeden düşünce tellerini teleferik gibi kullanarak en uzaklara kayıp gidiyorsunuz.

Sayısız unsurlara dokundukça tüyleriniz ürperiyor. Sizi aşan sözlerinizin yankılarıyla sarsıldığınızı hissettiğiniz anlardaki bağırmalarınızla özünüzdeki kuşları kaçırıyorsunuz. Nefes alışverişlerinizle gülleriniz soluyor.

Çılgınlıklarınızla çatılarınızdan kristalleriniz dökülüyor.

Düşünme alanınız daraldıkça şehriniz büyüyor. Sokaklardan, caddelerden koştukça yoruluyorsunuz.

Gecelerinize gerilim makinelerinizin ışınları düştükçe robotlaşıyor insanlarınız.

Kirli sularınızdaki kurbağalarınız timsahları dahi korkutuyorlar.

İç yolculuğunuz yaşlandırıyor sizi.

İçinizdeki çığlıklar büyüyor.

Kırk ayaklı zorluklar üretiyorsunuz.

Laboratuarlarınızdaki yedek hücreler size tatlı anlar yaşatmaya fırsat vermiyorlar.

İçinizdeki korkunun göstergesi sizi yukarıdan aşağılara bırakırken siz sesinizi dahi çıkaramıyorsunuz.

Saatler kıpırdadıkça mevsimler sökülüyor yüreğinizden...

Aklınızdan hep yalnızlığınız geçiyor.

Üzeyir Lokman ÇAYCI

Mantes la Ville - 22.09.2002