Irak Savaşı, Troya Savaşı’nı da vurdu

Tarihin ilk dünya savaşı, 140 milyon dolarlık bir bütçeyle beyazperdeye aktarılıyor.

OSMAN ÇUTSAY

Başrolünü Brad Pitt’in üstleneceği filmde Peter O’Toole, Julie Christie, Eric Bana, Sean Bean gibi süper starlara yer verildi. Hollywood’un star yönetmeni Wolfgang Petersen, çekimlere 22 Nisan’da Londra’da onun ertesinde de Malta’da başlanacağını açıkladı. Fas’ta gerçekleştirilecek dış çekimler, Irak savaşı nedeniyle Meksika’ya kaydırıldı. Hollywood’un “nihai montaj” hakkı olan az sayıdaki yönetmenlerinden Petersen, “Das Boot”, “Air Force One”, “Patriot” gibi sanatsal iddiası yanında büyük gişe başarılarına da sahip filmlere imza atmasıyla ünlü. 2004’te gösterime girecek “Troya Savaşı”, tüm dünyada Anadolu’ya büyük bir ilgi uyanmasına yol açacak ve Türk turizminin yeniden soluk almasını kolaylaştıracak bir dış yatırım olarak da görülüyor.

FRANKFURT - Hollywood’un dünyaca ünlü Alman yönetmeni Wolfgang Petersen, 2004 yılından itibaren Türk turizmine dev bir destek anlamına gelecek projesi için 22 Nisan’da “Kamera!” demeye hazırlanıyor. İlyada destanından hareketle hazırlanan “Troya Savaşı”nın sinema filmi olarak çekimine önümüzde günlerde sırasıyla Londra, Malta ve Meksika’da başlanıyor. Çekimler yaklaşık 5 ay sürecek.

Türk edebiyatını ve özellikle de Yaşar Kemal’i Almanca üzerinden dünyaya duyuran ünlü çevirmen Cornelius Bischoff’un da yakını olan Wolfgang Petersen, Hollywood klişelerine uymayan bir süper yapım gerçekleştirileceğini duyurdu. Petersen, “eşine az rastlanır bir tarihi filmin çekimi için gereken her koşulun yerine getirileceğini” de söyledi. 62 yaşındaki ünlü yönetmen, Brad Pitt gibi bir süper starın, projenin gişe şansını tesadüfe bırakmamak için şart olduğunu belirtirken, “Troy” projesinin muhtemelen “Troya Savaşı” başlığı altında vizyona gireceğini ve bu filmde insanlığın o büyük trajedisinin anlatılacağını, dolayısıyla “ak-kara” türünden klişe karşıtlıklara yer vermeye niyeti olmadığını vurguladı.

130 milyon dolarla 145 milyon dolar arasında bir maliyeti olacağı belirtilen projeyle ilgili olarak Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Cornelius Bischoff da, çekimlerin savaş nedeniyle Fas’tan Meksika’ya kaydırılmasının, bu bütçeye birkaç milyon dolarlık ek bir yük getireceğine dikkat çekti.

Kimi araştırmacılarca “tarihin ilk dünya savaşı” olarak nitelenen “Troya Savaşları”, M.Ö. 1180-1200 yıllarında Anadolu topraklarında büyük bir yıkıma neden olmuştu.

Cornelius Bischoff, bu Anadolu trajedisinin gerçeğe uygun bir biçimde verilmesi için Wolgang Petersen’in bizzat oğlu Daniel Petersen’i görevlendirdiğini ve genç Petersen’in geçen yazın büyük bölümünde kız arkadaşıyla birlikte bir karavanın içinde Anadolu’yu adım adım gezerek incelemelerde bulunduğunu söyledi.

Senaryosunu David Benioff’un yazdığı “Troya Savaşı”, İlyada destanı üzerine kurulu. Petersen, filmin Avrupalı bir ekip tarafından çekileceğini belirtirken, böylece klasik Hollywood projelerinden kısmen farklı olacağının altını çizdi. Wolfgang Petersen, bir süre önce “Die Welt” gazetesine yaptığı açıklamada, “Gladyatör” filminin başarısından sonra bu alana büyük ilgi olduğunu hatırlatmış ve “Ancak ben bunu duygusal olarak da anlayabiliyorum. Bu öyküler ve karakterleri şu gri gerçekliğimizden o denli daha uçta ve bizi sarmalayabilecek durumda ki, insan seve seve kendini böyle bir dünya içinde kaybetmek istiyor. Film yapanların önemli bir görevi de burada zaten: Film bizi içinde daha önce hiç bulunmadığımız bir dünyaya zorla çekip alıyor” diye konuşmuştu.

Filmde Brad Pitt’in Aşil’i oynayacağı kesinleşirken, Priamos’u Peter O’Toole, Hektor’u Eric Bana ve Odiseus’u da Sean Bean canlandıracak. Kraliçe’yi ise Julie Christie beyaz perdeye taşıyacak.

Bu arada, senarist David Benioff, iki buçuk saatlik bir filme İlyada’yı sığdırmanın mümkün olmadığını anımsatarak, insani öyküyü anlatma tercihi yaptığını söyledi. BBC’de soruları yanıtlayan Benioff, “filmin iyi gişe yapması durumunda”, devamının çekilmesi için büyük bir şans doğacağını da kaydetti.

Film büyük ilgi uyandıracak

Filmin tüm dünyada, İyonyalıların, Atinalı ve Ispartalılara verdiği isimle “Barbarlar” tarafından fethedilen Troya’nın tarihsel yerine yönelik büyük bir ilgi yandıracağına dikkat çeken Cornelius Bischoff, Cumhuriyet’e şunları söyledi:

“Bir Alman ve Türkiyeli olarak, bence, bu film önemli. Çünkü kültürlerimizin köklerine yöneltiyor bizleri. Troya ,elbette Türkiye’de de izlerini bırakmıştır; ‘ruhen’ de kazılıp bize bıraktığı izler ortaya çıkarılmalıdır. ‘Hattuşaş Yanıyor’ filmini çektiğimizde, Prof. Sedat Alp’e, Hititler’in ruhsal izlerinin çok daha öncelerde, Anadolu’da olup olmadığını sormuştum. O dönem Türk milliyetçileri Ankara’daki Hitit Anıtı’nı ‘Türk olmadığı’ gerekçesiyle yıkmak istiyorlardı. Alp, beni onaylayarak geniş bir İyonyalı gülüşüyle demişti ki: ‘Bay Cornelius, Malatya adı bile Hititçe’dir. Hattuşaş’daki köylüler hala Hititler döneminden kalma bir plana göre evlerini yaparlar. Bakır işlemeciliği falan zaten biliniyor.’ Bence bu Troya filmi, örneğin bir Vural Öger için de özellikle çok önemli. Film tüm dünyada, İyonyalı Greklerin Atinalı ve Ispartalılara verdiği isimle ‘Barbarlar’ tarafından fethedilen Troya’nın tarihsel yerine yönelik ilgiyi kışkırtacaktır.”

Yaşar Kemal başta olmak üzere birçok Türk yazarını Almancaya başarıyla aktaran “Türkiyeli Alman” Cornelius Bischoff’un, Wolfgang Petersen üzerinde büyük emeği var. O dönemdeki hayat arkadaşının oğlu olan Petersen’in ailesine de karşı çıkmayı göze alarak “manevi oğlunun” sanatçı yanını destekleyen Bischoff, önce onun tiyatro dünyasıyla bağlantı kurmasını sağladı ve sonra da ünlü yönetmenin sinema okulunu bitirme filmi için gerekli malzemeyi bizzat satın alarak önemli bir aşamayı geride bırakmasına yardımcı oldu. Petersen, 1997’de yayımlanan “Ich liebe die grossen Geschichten” (Ben Büyük Öyküleri Severim) başlıklı kitabında Cornelius Bischoff’un kendisi için nasıl büyük bir şans olduğunu örneklerle anlattı. Petersen, annesiyle yaşayan Cornelius Bischoff için, “Benden sadece 10 yaş büyüktü ama, babamın yerini almıştı” dedi.

18 Nisan 2003, C.HAFTA